Endonezya'nın bağımsızlığından sonra ki eğitim sistemi;
Bağımsızlık
sonrasında Endonezya hükümetleri eğitimde büyük hamlelere girişerek Eğitim ve
Kültür Bakanlığı tarafından idare edilen modern ve laik bir eğitim sistemi
geliştirmeye ve eğitim kurumlarının sayısını hızlı bir şekilde artırmaya
çalıştılar. 6 yıllık ilkokul eğitimi zorunlu hale getirilerek eğitime büyük
kaynak ayrıldı. 1953-1960 yıllan arasında ilkokullara giden öğrenci sayısı 1,7 milyondan
2,5 milyona çıkarıldı. Çoğunluğu Cava’da olmak üzere yüksekokul ve üniversite
seviyesinde yeni resmi ve özel okullar açıldı. 1930 yılında %7,4 olan yetişkin
okur-yazar oranı 1961 yılında %46,7’ye yükseltildi.
Sömürge
döneminde gelişen eğitim tarzını miras alan Cumhuriyet hükümetleri, halkın eğitim seviyesinin yükseltilmesi için
eğitimde ikili bir sistem benimsemek zorunda kalmıştır. Biri eski Hollanda
eğitim sistemine dayanan ve zamanla değişikliklere uğrayan Batı tipi eğitim,
diğeri de bünyesinde diri eğitimini de içeren ve medrese adıyla anılan okullardaki
modem eğitim sistemidir. Dolayısıyla hükümetler bir taraftan bilim ve
teknolojide gelişmiş ülkeleri yakalayabilmek için modern ve laik bir eğitim
sistemi oluşturulur iken, diğer taraftan da liberal çevrelerin eğitimdeki bu
ikiliği tenkit etmelerine rağmen, asırlardır devam edegelen geleneksel dini
eğitim kurumlarını da yok saymayıp, onları ilünün şartlarına ayak uydurmaya
zorlayarak varlıklarını devam ettirmelerini imkân sağlamışlardır. İki tip
eğitimin varlığının diğer bir sebebi de, dindar Müslüman çevrelerin eğitime
bakışları ve eğitimden beklentileri yön vermekteydi. Muhafazakâr ve dindar
aileler çocuklarının hem dindar birer Müslüman hem de iyi eğitim almış meslek
sahibi kimseler olmalarını istemekteydiler.
Günümüzde ana
okuldan üniversite seviyesine kadar olan tüm genel ve mesleki eğitim
faaliyetleri Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın sorumluluğu altındadır. Ancak,
savunma, içişleri, ekonomi ve sanayi bakanlıklarının da yüksekokul seviyesinde
olmak üzere kendi meslek alanlarıyla ilgili çeşitli okulları bulunmaktadır.
Sadece Eğitim ye Kültür Bakanlığı ile Din işleri Bakanlığı tüm seviyelerde
eğitim ve öğretim faaliyeti yapmaktadırlar. Din eğitimi ağırlıklı eğitimin tüm
kademesi, yani ilkokuldan üniversiteye kadar uzanan her seviyedeki din eğitimi
ağırlıklı okullar ise, ülkedeki din hizmetlerinden sorumlu olan Din İşleri
Bakanlığı’na bağlı olup, öğretmenleri atama, bu okulları yönetme, ders müfredat
ve programlarını hazırlama yetkisi de bu bakanlıkta bulunmaktadır. Din İşleri
Bakanlığı personel sayısı ve toplumda gördüğü işlev bakımından ülkedeki en
önemli ve büyük bakanlıklardan biri durumundadır. Bakanlık bünyesinde, diğer
din mensuplarını temsil eden ve onların din işlerinin koordinesini sağlayan
Protestan, Katolik ve Hindu-Budist topluluklar için de birer genel müdürlük
bulunmaktadır.
Wahyu Arief ADHA Lisans Tezin'den yararlanılmıştır.
Harika konulara değinmiş. Bence Türkiye'de ki her öğrenci kendi sistemlerini bu şekilde anlatmalı. Benim en çok hoşuma giden bölüm sonra ki yazımda..